ELEŞTİRİ TUZAĞI

Kırk sekiz kişilik birinci sınıfta öğrenciler okumayı öğrenmektedir. Sınıfta, her birinde sekiz öğrencinin bulunduğu altı grup oluşturulmuştur. Öğretmen küçük grupta okuma öğretirken, diğer öğrencilerden sıralarında ödevlerini yapmalarını istemiştir. İki gözlemci, sırasını terk eden öğrencilerin ne kadar süreyle sıralarından ayrıldıklarını, on saniyelik gözlem aralıklarına göre düzenlenmiş kayıt çizelgelerini kullanarak, yirmi dakika süreyle kaydetmişlerdir. Ayrıca gözlemciler, öğretmenlerin öğrencilerine hangi sıklıkla yerinize oturun ya da yerinize geçin dediğini de, kağıt üzerinde işaretleyerek yirmi dakikalık süreyle kayıt etmişlerdir.

Gözlemler, altı günlük başlama düzeyi döneminde üç öğrencinin dikkati çekecek düzeyde sıralarından ayrıldıklarını göstermiştir. Öğretmen de yirmi dakikalık gözlem süresince, öğrencilerden yedi kez yerlerine oturmalarını istemiştir. Gözlemciler, öğretmenden “yerine otur” yönergesini daha sık tekrarlamasını istemişlerdir. Öğretmenin, öğrencilerine daha sık yerlerine oturmalarını söylemesinden sonra, beklenmeyen şeyler olmaya başlamıştır. Öğretmenin, daha sık öğrencilerine oturmasını söylediği on iki günlük bu dönemde, yirmi dakikalık gözlem sürelerinde ortalama 27 kez onlardan yerlerine oturmalarını istemiştir. Aralıklı gözlem (on saniyelik aralıklarla) ve kayıt etme tekniğine göre sıralarını terk etme davranışları kayıt edilen öğrencilerin, ortalama 4,5 kez daha uzun süre sıralarından ayrıldıkları görülmüştür.

İzleyen sekiz günde, daha önce yapılanlar aynı sırayla tekrarlanmış, öğrenci ve öğretmen davranışları aynı şekilde gözlenmiş ve kayıt edilmiştir. Yirmi dakikalık gözlem süresince, öğretmen öğrencilere yerlerine oturmalarını yedi kez söylemiştir. Örencilerin yerlerinden ayrılma davranışı, ortalama üç kez azalmıştır. Öğretmen tekrar öğrencilerine yerlerine oturmalarını söylemeyi dört kez artırmış, yani 28 kez söylemiştir. Öğrencilerin sıradan ayrılma davranışları da dört kez artmıştır.

Son olarak öğretmenden,öğrencilerine “ yerinize oturun” demeyi bırakması, ama oturma ve çalışma davranışlarını ödüllendirmesi istenmiştir. Öğrencilere oturmalarını söylemeyip, oturma ve çalışma davranışları ödüllendirildiğinde, aralıklı kayıt sistemine ( on saniye aralıklı) göre, gözlenen ve davranışları kayıt edilen öğrencilerin daha az, hatta en az süreyle sıralarından ayrıldığı gözlenmiştir.

Öğretmen öğrencilerine yerlerine oturmalarını söyledikten sonra, öğrenciler yerlerine oturmuşlardır. Ancak, çok kısa bir süre sonra yine sıralarını terk etmişlerdir. Bu iş böyle devam etmiştir. Öğretmenin, öğrencilere yerlerine oturmalarını söylemesinin, onların sıralarından ayrılmalarını artırması nasıl açıklanabilir? Burada neler olmaktadır?

Bu soruyu yanıtlamak için izleyen şemayı izleyelim.
Çocuğun Tepkisi Çocuğun Tepkisini İzleyen Çocuğun tepkisi
Öğretmen Davranışı

Sıradan ayrılma “ Yerine otur” Yerine oturma
T1 U T2
Sıradan ayrılmayı, öğretmenin “ yerinize oturun” yönergesi izlemiştir. Öğretmen “ yerinize oturun” demeyi sıklaştırdıkça, öğrenciler daha sık sıralarından ayrılmışlar; öğretmen “ yerinize oturun” demeyi azaltınca da, öğrenciler daha az sıralarından ayrılmışlardır. “Yerine otur” ( U) yönergesi, öğrencilerin sıralarından ayrılma davranışı “ T1” için mutlaka pekiştirici uyaran işlevini görmektedir. Bir başka anlatımla, öğrencilerin sıralarından ayrılmalarını “ yerine otur” yönergesi izlemektedir ve bu yönerge izlediği tepkiyi güçlendirmekte, artırmaktadır. O halde, yerinize oturun yönergesi, sıradan ayrılma davranışının “T1” in pekiştirecidir.

Sıradan ayrılma tepkisini artıran ve U sembolüyle gösterilen “ yerine otur” uyaranının, pekiştireç etkisinin yanında bir başka etkisi daha vardır. Bu etkide, “U” “yerine oturun” un, mutlaka “T2” “ yerine oturma” tepkisi için bir işaret, ayırt edici uyaran işlevi görmesidir. Çünkü bu uyaran öğrencilerin yerlerine oturmalarını sağlamakta ya da “ yerine oturma” tepkisine zemin hazırlamaktadır.

Bu Bir Tuzaktır. Yerlerine oturmaları söylendiğinde, öğrencilerin yerlerine oturması ve öğretmenin “ yerine oturun” demenin işe yaradığını düşünmesi tuzağı oluşturmaktadır. Öğretmen istemeyerek, farkında olmayarak, öğrencilerinin sıralarında ayrılmalarını, sınıfta gezinmelerini artırmaktadır. Dikkatli gözlemler, öğretmenin öğrencilere yerlerine oturmalarını söylemesinin, öğrencilerin bir süre sonra sıralarından ayrılmaları nedeniyle, sadece o an için işe yaradığını göstermektedir. Aslında, öğretmenin öğrencilere yerlerine oturmalarını söylemesini etkisi, arzu edilen davranış olan sırada oturma ve çalışma yerine, sıradan ayrılmaya yol açarak tamamen aksi yönde etkiye neden olmaktadır.(Özyürek,97)


YARDIM TUZAĞI

Eleştiri tuzağında, öğretmen anne baba ya da ilgili kişi kurtulmak istediği davranışla ilgilenerek, o davranışı farkında olmadan artırmaktadır. Bir başka tuzak daha vardır ki bu da yardım tuzağı olarak bilinmektedir. Burada öğretmen, çocuğun yapabildiklerinden çok yapamadıklarını nasıl yapılacağını gösterme şeklindeki yardımlarla o an için çocuğun yapamadıklarını yapmasını sağlarken, yapamadıklarını daha fazla dikkat etmenin sonucu, farkında olmadan yapamadıklarını artırmaktadır. (Özyürek,97)

Örnek ( Türkçe Dersi)

Öğrenci on yaşındadır. Normal zekaya sahiptir. Ancak davranış problemlerinden dolayı alt özel sınıfa yerleştirilmiştir. Türkçe dersi sırasında, daha önceleri yazımı üzerinde çalışma yapılan cümleyi yazması istendiğinde bir süre duraklar, yüzünü buruşturur ve cümleyle ilgili sözcükleri mırıldanır. Öğretmen, ilk sözcüğü söylemesini ister. Belli bir süre geçtikten ve öğretmenin dikkatinden sonra, öğrenci cümlenin ilk sözcüğünü çıkarır. Öğretmen, daha çok öğrencinin sözcükleri söylemesi üzerinde dikkatini yoğunlaştırdığını fark etmesi nedeniyle, dikkatini öğrencinin yapamadığı davranışlarını artırdığından şüphe etmeye başlar.

Öğretmen, bu düşüncesini test etmek ister. Cümle yazımını gerektiren testte, öğrencinin cümleleri yarım yamalak yazmasından sonra, öğretmen öğrenciyi tahtaya alır. Öğretmen ona test vereceğini söyler. “Cümleyi okuduğunda, cümleyi doğru olarak tahtaya yazacaksın” der. Öğretmen yazılı kağıtlarıyla meşgulken, yani onu görmezlikten gelirken, öğrenci on kezden fazla yazar ve siler. Öğrenci cümleyi eksik ya da yanlış yazar ve öğretmene bakar ama öğretmen tepkide bulunmaz. Sonra siler ve tekrar yazar. Bazen “hatırlamıyorum”der. On dakikadan sonra, öğrenci cümleyi doğru olarak yazar. Öğretmeni “çok iyi, şimdi artık devam edebiliriz” der. İkinci cümlede de aynı senaryo devam eder. On cümle üzerinde acı verecek şekilde çalıştıktan sonra, öğrencinin cümleleri doğru yazması için geçen süreler azaltılmıştır. En sonunda öğretmen, cümle yazma grafiğinde kendi adı karşısına “Pek iyi” yazar ve sınıftaki tahtaya ders ve konu adlarını yazma işine yardım etmesini ister. Bir ay içinde yanlış ve eksik yazması yerine, doğru cümle yazması kararlı bir şekilde artar. Öğrencinin kötü ve eksik cümle kurması yok olurken, doğru ve kısa sürede cümle yazması artar. Böylece öğrenci, gerçek yardım almış olur.(Özyürek,97)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DİŞLERİNİ FIRÇALAMA BECERİSİ ÖĞRETİM PLANI

"sarı" renk kavramı

VÜCUDUMDA NELER VAR? ünitesi ünite analizi